16 Temmuz 2008 Çarşamba

TATİL HAYALİ KURANLARA, TATİLE GİDECEKLERE KÜÇÜK BİR HİZMET :D

YAZ TATİLİNİZ HEBA OLMASIN!





ADEM GÜNEŞ



Yaz tatilleri büyük bir sevinçle karşılansa da aslında depresyonların en sık yaşandığı, panik atakların arttığı, aile içi çatışmaların çoğaldığı, zamanın en verimsiz kullanıldığı günlerdir. Bir rehavet gelir. İnsan hiçbir şey yapmak istemez. Kolunu kaldırası bile gelmez. Peki, çalışanlar için ortalama en az bir hafta ile en fazla bir ay arasında değişen ve çocukların 3 aylık zamanını alan tatil günlerini güzel geçirmek için neler yapmalıyız?
İşte artık bu sorunun cevabını bulabildiğimiz bir kitabımız var. Pedagog Adem Güneş, Anne-Baba ve Çocuklar için Tatil Rehberi isimli kitabı kaleme alarak bizlere bu konuda
rehberlik ediyor.
Biz de onunla bu konuda görüşmek istedik. Çünkü kimsenin yaz tatili heba olsun istemiyoruz.

Kitapta konu işleme tarzınız çok dikkatimi çekti. Okuduğumuz birçok kitaptan çok farklı işlemişsiniz konuları. Önce konuyla ilgili hangi bakış açısının doğru olduğunu aktarıyorsunuz; daha sonra da o konuyla ilgili insanların yaşadığı olayları birebir aktarıyorsunuz. Nuran Hanım’ın görüşlerini okuyunca işte, dedim. Ben de böyle düşünüyorum. Doğrusu benim de planlı tatil dendiğinde, zihnimden geçen düşünceler onunki gibiydi:


ŞİMDİYE KADAR TATİL YERİNE STRES YAŞAMIŞIM
2007 yılının Mayıs ayında katıldığım bir konferansta duymuştum “bilinçli tatil” tarifini. Doğruyu söylemek gerekirse çok da ciddiye almadım. Zaten bütün bir yıl boyunca bizi yoran koşturmaca ve bürokrasiden kurtulmak için tatile gitmeyi hesap ederken bir de “bilinçli tatil” gibi tarifleri duymak hoşuma gitmemişti. Bari tatillerde rahat kalalım, plandan programdan, işten güçten, bürokrasiden uzak duralım, diye düşünüyordum. Bir süre sonra “bilinçli tatil” kelimesini tanıdığımız bir psikolojik danışmandan duyunca iyice merak ettim; neydi bu bilinçli tatil? Düşününce fark ettim ki bilinçsizce, plansız ve programsızca yapılan tatiller, insana rahat ve huzur yerine, daha fazla stres veriyormuş. Tatil planlaması yaparken aile içindeki beklenti çatışmalarını en aza indirmeden tatile başlamak, hayal kırıklıklarına davetiye çıkartmakla eş anlamlıymış… Ya da tatilin hangi günü, hangi saatte ne yapılacağı ve nerede olunacağı planlanmadan tatile başlamak, kaostan başka bir şey değilmiş. Bundan önceki tatillerimizin neden bu kadar yorucu ve sorunlu geçtiğini anladım…
Nuran K. (32) / İstanbul

Nuran Hanım’ın fikirlerini değiştiren süreci, kitaptan takip etsinler değil mi?
Evet…

Yani tatil için önce planlama diyoruz. Her aile üyesinin fikrini alıp ona göre bir program oluşturmalı, bütçeyi düşünmeli ki tatil sonrasında daha neşeli ve dinlenmiş olarak eve dönelim. Yoksa tatil depresyondan başka bir şey getirmez bize. Aslında biraz daha açsak bu konuyu. Tatil ve depresyon yan yana geldiğinde “Allah Allah, tatile gidince dinlenilir, depresyon da nereden çıktı?” dedirtiyor. Evet, Adem Bey, “Nereden çıktı bu tatillerin depresyona sebep olması?”
Evet, maalesef plansız tatiller depresyona sebep oluyor. Neden? Her ne kadar da aynı evin içinde yaşıyor olsak da her bir aile bireyinin ayrı bir yorgunluğu ve ayrı bir dinlenme beklentisi oluyor. Derslerden ve sınavlardan bunalan genç delikanlı, “tatilde, doyasıya eğlenip yorgunluğumu atacağım” diyebiliyor... Ailenin diğer bir ferdi olan anne, “Annemleri çok özledim, bu tatilde onların yanından hiç ayrılmayacağım” diye düşünürken belki aile reisi de “trafikten, gürültü patırtıdan uzak bir yaylada dinlenmek istiyorum” diye hayal edebilir... İşte tüm bu beklentiler göz ardı edilip tatil planlanmadan “Hadi tatile gidiyoruz” diye yola çıkılsa ve birden herkes evin içinde “Aslan baba sen çok yaşa” diye tempo tutsa da tatilin ilerleyen günlerinde depresyon hapları eczaneden aranmaya başlanabilir. Çünkü kimsenin asıl isteği yerine getirilmemiştir ve kimse bu yüzden mutlu olmaz. İşte hastalarla yaptığımız görüşmelerden bugüne kadar elde ettiğimiz sonuç şudur ki büyük beklentilerle başlanan tatil süreci içerisinde ciddi hayal kırıklıkları yaşanıyor. Bireyler hayal ettikleri bir tatil yaşamanın stresi ile yeniden yoğun bir tempoya giriyor. Bu ise kişi üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor.

Peki, buradan yola çıkarsak tatilden ne anlamamız gerekiyor yani?
Tatili, bir başkasının programından çıkıp kişinin kendi programını uygulayabilme özgürlüğü olarak tanımlayabiliriz.
Daha önce bu tanımı duymamıştım. Çok orijinal!

Aslında kitap hem yetişkinler hem de çocuklar için kaleme alınmış… Bütün aile için neler yapılması gerektiğini anlatıyorsunuz. Kitapta öyle güzel konular var ki burada tabii, hepsine değinemiyoruz. Benim en fazla dikkatimi çeken bölümlerden biri tatilde görülen davranış sapmaları. Biraz bu konuya da değinebilir miyiz? Yani okul öncesi, okul çağı ve ergenlik dönemi çocuklarında tatilde ne gibi kötü alışkanlıklar gelişiyor? Aileler bu konuda neler yapmalılar?
Evet, belki de tatilin en can alıcı noktalarından biri, çocukların tatil döneminde kazanabilecekleri kötü alışkanlıklar olmasına rağmen en çok ihmal edilen nokta da budur. Nasıl ki şu an yetişkinlerin sahip olduğu dinî bilgilerin birçoğu tatil döneminde kazanılıyorsa kötü alışkanlık sahibi olanlara sorun; bu alışkınların ilk temelleri de yine tatil dönemlerinde atılmıştır. Çocuklar tatillerde hiç tanımadıkları yeni arkadaşlar ediniyorlar, onların dünyaları ile kendi dünyalarını birleştiriyorlar. Aile büyükleri genelde tatilin keyfini çıkartmakla meşgulken çocuklar çok defa gözlerden uzak yeni alışkanlıklarla içli dışlı olabiliyor. Nedir bu kötü alışkanlıklar? Küçük çocuklar, kaba ve çirkin sözler öğrenebiliyor. Yetişkin gençler ise alkol, sigara ve uyuşturucu merakını tatmin edebiliyorlar.

Bu konuyla ilgili öyle güzel anekdotlar aktarmışsınız ki okuyucularınızla izniniz olursa buradan paylaşmak isterim:
Tabii, lütfen. Ama hepsini yazmayın da kitabın tamamını alıp okusunlar. Çok kıymetli bilgiler var…
0-4 yaş grubu çocuklar için tatilde davranış sapmalarına bir anekdot:

KÜÇÜK BİR ŞEKER; AMA…
Ben İzmir’de doğdum ve orada büyüdüm; eşim ise Bursa’da. 7 yıllık evliyiz ve 4 yaşında bir kızımız var. İkimiz de memur olduğumuz için kendi ailelerimizin yanında kalabilme fırsatını çok yakalayamadık. Yaz tatillerinde biraz orada, biraz burada geçirerek her iki aileyi de hoş tutmaya çalışıyoruz. Şu da bir gerçek ki ne zaman kayınvalidemlere gitsek kızımda huy değişiklikleri başlıyor. Bugüne kadar kendisine kazandırdığımız tüm özellikleri; özellikle kayınpederimin yumuşak tutumları nedeni ile kaybediyoruz. Örneğin ben yemekten önce şeker yememesi gerektiğini kızıma öğrettiğim halde, kızım dedesinin yanında bulunmanın acısını çıkartırcasına ondan şeker istiyor. Dedesi ise asla torununu kıramaz. Boynunu büküp “Dede noluuuur!” dediğinde, hemen teslim olur. Ben ne kadar “Baba verme” desem de beni dinlemez. Kendi babam olsa eline uzanır, şekeri alırım ve verdirmem; ama kayınbaba daha farklı oluyor.
Tabii acısını da tatil dönüşü ben çekiyorum. Tatilden sonra uzunca bir süre kızımın tatilde kazandığı alışkanlıkları kaybettirmek için onunla mücadele içine giriyorum.
Neslihan Hanım, (30).

4-7 yaş grubu çocuklar için davranış sapmalarına bir anekdot:

ÇOCUKLAR ORTADA DOLAŞMASIN DİYE
Tatilde çocuklarımızı ihmal ettiğimizi, –ne kadar da belirgin bir gerçek olduğunu sonradan– acı bir şekilde fark ettim. 2004 yılı yaz ayında, tatil için Kayseri’deki görümcemlere gitmiştik. Bizi tanıyan akrabalar, görümcemlerin evinde, bize “hoş geldiniz” ziyaretinde bulunuyorlardı. Ev, gelen gidenle doluydu. Çocuklar ortalıkta geziniyordu. Bir yandan mutfak ile oturma odası arasında servis yapıyor, diğer yandan da yanımızda, yakınımızdaki çocukların ilgi çekmek için bizlerle uğraşmalarından kurtulmaya çalışıyorduk.
Bir ara aklıma, çocukları ayrı bir odaya koyup çocuk kanallarından birini açıp oyalamak geldi. Öyle de yaptım. Çocukları bir odaya topladık ve onlar için televizyonu açtık. Biz misafirleri ağırlarken bütün çocuklar korku ile dışarı fırladılar. “Furkan balkondan aşağı düştü” diye bağrışıyorlardı. Ben o an fenalık geçirdim ve odaya giremedim. Bir süre sonra kendime geldiğimde, Furkan’ın hastanede olduğunu öğrendim. Hatırlamak bile istemediğim bu olayda ihmal tabii ki bizimdi. Çocukları bir odaya koyduğumuzda onların uçan kaplumbağalara imrenip uçmak isteyebilecekleri aklımızın ucundan bile geçmezdi.
Tatilimiz zehir olmuştu; ama Furkan’ımızı, Allah bize bağışlamıştı.
Furkan’ın (5) annesi Nurhayat Hanım (26).


Benim ve eminim birçok anne-babanın da kafasını kurcalayan başka bir konu var. Çocuklar yaz tatilinde ders çalışmalı mı, çalışmamalı mı? Lütfen bu konuda da bizi aydınlatabilir misiniz?
Aslında bu soruyu şöyle sorabiliriz: Tatilde de öğrenme süreci devam eder mi?

İnsan rüyasında bile her an bir şeyler öğrenmekle meşguldür. “Ben bugün bir şey öğrenmeden günümü geçireceğim” diyemezsiniz. Öyle bir insan yok; yaratılmadı daha. O halde öğrenmeye direnmek niye? Tatilde tabii ki öğrenme süreci devam edecek; ama bir fark ile “çocuğun zayıf olduğu derslere ısrar ederek değil, belki de iyi olduğu derslerde onu destekleyerek” devam etmeli. Çocuk, zaten koca bir yıl boyunca matematikten çile çekmiş ise bu çocuğun önüne tatilde de bir yığın matematik kitabı yığıp “hadi ders çalış” demek eziyet olur. Bunun yerine, çocuğun çok sevdiği dersler tatilde mutlaka desteklenmelidir. Yani bu çocuk, matematiği sevmiyordur; ama resim yapmaya bayılıyordur. O halde ne duruyorsunuz ki bu çocuğu tatilde resim konusunda destekleyin... Tuval alın, palet alın, rengârenk boyalar alın...

Bir de şu hususa dikkat etmeli. Çocuğun tatil süresince okuyacağı kitap veya takip edeceği
programın günlere taksimi, çocukla birlikte planlanmalı. Ayrıca programa kitap okuma da dâhil edilmelidir. Hangi kitabın, ne zaman alınacağı, nasıl okunacağı ve hangi sürede bitirileceği de tatil planına yazılmalıdır.

Çocuklar, tatil dönemlerinde kullanacakları eğitim materyallerinden ve okuyacakları kitaplardan öğleden sonra yararlanmalı. Çünkü bu zaman dilimi, eğitimde verimin en yüksek olduğu saatleri içinde barındırır. O yüzden özellikle bu vakitler tercih edilmelidir. Yani kitap okuma veya alternatif kaynaklardan eğitime devam etme işi öğlen saatlerine asla planlanmamalıdır.

Bunu bilmiyordum. Yani öğlen saatlerinde istirahat edeceğiz öyle mi? Çocuklar buna bayılacaklar…


Bu konuda dikkat etmediğimiz birçok konu var sanırım. En iyisi kitabınızı dikkatlice okumak.

Son olarak kitabın son bölümünde yer alan il il Türkiye rehberi var... Çok orijinal bilgiler yer alıyor bu bölümde...
Evet... Türkiye’mizin hangi ilinde nereler görülmeli, nerelerden ne alınmalı, nerelerde ne yenilmeli... Tek tek bütün illerimizi bu bölümde ele aldık. Sanırım Tatil Rehberi’nin en keyif verici bölümü de bu olsa gerek. Kitabı eline alan biri, hemen kendi şehrine bakıyor; “Acaba bizim şehrimizde nereler gezilmeliymiş, ne tür yemekler meşhurmuş ve hediyelik neler alınırmış?” diye göz atıveriyor...

Adem Bey, gerçekten çok orijinal bir çalışma olmuş. Kitap anlatmakla ve konuşmakla bitmez. Tadımlık bir röportaj oldu. Kısaca kitabın tarzına da değinmek istiyorum. 7 bölümden oluşuyor. Her bölümde konular anlatılıyor ve o konularla alâkalı yaşanmış tecrübelere ve çeşitli araştırmalara yer veriliyor. Her bölümün sonunda da bir tatil hikâyesi, okuyucuları bekliyor. Tabii karikatürleri de unutmamak lazım. Okurken hem düşündürüyor hem de tebessüm ettiriyor. Son bölümden zaten az önce bahsettik.
Başlı başına orijinal. Ne diyebilirim ki tatil tadında bir tatil düşünen herkes için harika bir kitap olmuş... Elinize sağlık.

Kitapta benim ismim görünse de bu kitabın projesi değerli editörüm Özlem Gölcü Hanımefendi’ye aittir. Böylesi bir eseri kazandırdığı için asıl teşekkürü hak eden kişi odur.


KİTAPTAN BİR ALINTI




ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT: KİTABI ALMAK İSTEYENLER, BENİM DE TATİL REHBERİM OLSUN BİLİNÇLİ BİR TATİL YAŞAYAYIM DİYENLER KİTABA ŞU LİNKTEN ULAŞABİLİRLER...



ENNNNN DİP NOT: Röportajı siz sevgili sanal arkadaşlarımıza iletme konusunda yardımcı olan Özlem arkadaşıma çok çok teşekkür ederim. Kitabın içeriğini ve hazırlanma sürecini bildiğim için size gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Çok faydasını göreceğiniz bilgiler mevcut kitapta.


Bu arada bu röportajı hiç bir yerde yayınlanmadan sırf siz arkadaşlara aktarabilmek için bir sürü takla attım umarım memnun kalmışsınızdır :D UÇAN TALHA'NIN ANNESİ Emine :D

8 yorum:

annecik dedi ki...

emeğine sağlık emine bacım gerçekden çok yardımcı oldun bize sevgiler

Ayşe dedi ki...

Emine bize aktardigin icin cok tesekkur ederim. Benim bunlari okumaya cok ihtiyacim vardi inan..hatta bugun bende buna benzer konuda yazi yazmistim. Hemen kitabi alip okuyacagim insaallah...

Kuaybe dedi ki...

Eminecim bakırum dünyaya açılmış, uluslararası arenada boy göstermeye başlamışsın :P İnkilisce yorumlar neyin gelmiş sana :))

Gerçekten hoş ve ilgi çekici bir proje.. Bence çok da faydalı.. Biz her yaz uygularız bunu, planlar ve öyle yaparız yapacaklarımızı.. Herzaman birebir uygulanmasa da bir kararın olması, boş boş gezmekten iyidir :))

Üstün gayretlerin için teşekkürler bacım..

RUMEYSA dedi ki...

hımmm tatil planları hee bunu benim anneme göstermem gerek bu arad kuaybe ablaya katılmıyooorumm onlar uluslararsı değil banda her postta geliyoduu onlar spammm :(

hemen silmeni öneririm...

уαѕємiη dedi ki...

faydalı bi yazı olmu tşkler canımm

bu arada sobeni iyice uzattım en kısa zamanda cevaplıcam inşallah

öpüyoruz canım

yastuf dedi ki...

Guzel yazive ropartaj icin tesekkurler canim.

denizanasi dedi ki...

alalım bakalım bu kitabı :)

Talha ile Eymen'in annesi dedi ki...

annecik umarım faydalı olmuştur yazı...

ayşecim, kitabın içinde çok güzel faydalı bilgiler var umarım faydasını görürsün.

kuaybecim, ben kim dünyaya açılmak kim. kendi kabuğumdan çıkamam kolay kolay :D
planlı tatil benim de yapmak istediğim birşey. Ama eşim tek tatil beldesi olarak kendi memleketini görünce yapcak pek bir şey kalmıyor :D

rümeysacım umarım okuyup faydasını görürsün :D senin sözünü dinledim hemen sildim :D

yasemincim uygun olduğunda yazarsın canım... merakla bekliyorum...

tuana berranın güzel annesi hoşgeldin... beğenmene çok sevindim. bu arada ben sana mail atmıştım bloğu okumak için sanırım ulaşmadı sana...

denizanası inşaallah faydasını görürsün. çok güzel bilgiler mevcut.

Related Posts with Thumbnails