27 Aralık 2008 Cumartesi

ALLAH'IN YAZIHANESİ NERDE ANNE???

mumu üflerken karizmasından da ödün vermek istemeyen Talha!!!

..

..

..

..

Geçen gece uykuya geçiş sürecinde Talha ile yaptığımız konuşmalar...

..

..

UTA: Annecim hadi uyuyalım mı?
UT: Ben uyumayı düşünmüyorum...
..
..
..
..
..
..
UTA: Nasılsın annecim?
UT: İyiyim.
UTA: Allah iyilik versin...
UT: Başka ne versin anne? Ev versin Araba da versin mi???
UTA:?!?!?!??
..
..
..
..
..
..
..
UT: ALLAH'IN YAZANESİ NERDE ANNE???
UTA: ?!?!
..
..
..
..
..
..
..
UTA: Biz seni çok istedik Allah'a çok dua ettik seni bize verdi.
UT: Allah beni şize nasıl verdi anne??
UTA: ?!?!?
..
..
..
..
..
..
Dip Not: UTA: Uçan Talha'nın Annesi
UT: Uçan Talha..
..
..
En Dip Not: Yazane = Yazıhane = Ofis
..
..
EN EN DİP NOT: Yazıhane kelimesini nereden duyduğu hakkında hiç bir fikrim yok...

24 Aralık 2008 Çarşamba

UÇAN TALHA'NIN ARABASI...


Arabasında uyuklayan Talha!!!




Anne! Ben şeni işe götürücem!!!


Tamirci Talha!!! Laci tulumlu :)
..
..
..
..




Talha'nın gecenin 4'ünde başlayıp öğlene kadar süren:
- Baba bana yayın akülü araba al tamam mı?
- Baba bana yayın akülü araba alcaktın ya...
- Baba bana akülü araba al bende para var...
vs. şeklindeki yoğun ısrarlarına dayanamayıp Akülü arabasını yaz gelmeden aldık...
Talha'ya dedesi vefatından önce hergün bir miktar para veriyordu. Ve Talha da bu paraları biriktirip kimseye koklatmıyordu... Biz arada tırtıklıyorduk Talha'nın ruhu duymadan... Tırtıkladıklarımızı geri iade ederekten aldık arabasını Talha'nın... Dedesinin bayram hediyesi oldu Talha'ya...
..
..
..
..
..
Araba şimdilik evin koridorlarında ilerliyor... Dışarda havalar soğuk. Yeni evin duvarları lastik izleriyle doldu taştı...
..
..
..
..
Talha elinden gelse arabada uyuyacak. Bir kere denedi ama sanırım rahat edemedi :D
Her erkek gibi ilk iş olaraktan motoru kontrol etti... Arabanın altına baktı fazla malzeme kullanılmış mı diye...

6 Aralık 2008 Cumartesi

Bayram geldiiiiiiiiiii...

Bayram geldi mübarek olsun, muhtaçların dolabı etle dolsun...
Her günümüz bayram gibi güzel olsun...
Ölmüşlerimizim mekânı Cennet olsun...
Son olarak da harçlıklarımız hazır olsun :D

29 Kasım 2008 Cumartesi

Uzuuuuun uzun zaman oldu görüşmeyeli…

Talha & Yusuf



Bu günlerde acı tatlı birçok şey yaşadık. En ağırı tabii ki babamın vefatıydı. Yorumlarınızla yanımızda olduğunuz için hepinize tek tek teşekkür ederim.

Babam sohbet için başka bir şehre gitmişti oradan dönüşte saat akşam 10.30 gibi bir kaza geçirip vefat etti. Ben bir sonraki sabah öğrendim. Bana söylemek istemediler. Hâlbuki o gece babam rüyama girip “ben öldüm kızım” demişti. Ben de “öldüysen burada ne işin var baba” diye cevaplamıştım. Sonra ayılıp demek ki babamın ömrü uzadı, rüyada ölü görürsen o kişinin ömrü uzar diye yorarlar şeklinde düşünüp rahatlamıştım. VEDALAŞMAYA GELMİŞ DEMEK Kİ…

Bir hafta boyunca her akşam evde Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Ben kâh farkına vardım, kâh varmadım.

Kur’an okunurken babam yaşıyormuş gibi düşünüyordum. Ama sonunda merhumun ruhuna dediklerinde hüzün çöküyordu. Babam son birkaç yıldır sık sık seyahate çıkıyordu. En son ramazanda umreye gitmişti. Bu süreç sanki bizim onun yokluğuna alışma sürecimiz gibiydi.
Şimdilerde sanki yine başka bir şehirde yahut ülkedeymiş gibi zannediyorum. Sonradan yokluğunu hatırlıyorum üzülüyorum.

Taşınma sürecinde çok sıkıntılar çekmiştim. Ev sahibinin güzel tutumu yüzünden inşaat halindeki evim bitmeden eşyaları taşımak durumunda kalmıştım. Önceleri ev sahibine çok kızıyordum ama babamın vefatından sonra anladım ki o bizim için güzel bir nimet olmuş. Çünkü eşyaları taşıyıp tam bir ay annemlerde kaldık. Babamla beraberdik o umreye gidene kadar ve geldikten sonra bir müddet. Rabbim ne güzel planlar yapmış.
............
............
............

Talha, dedesinin camide uyuduğunu zannediyor. En son babamın tabutunu göstermişler ve burada uyuyor deden demişler. Şimdilerde kim sorarsa:
- Dedem camide uyuyo, diyor. Daha sonra da ekliyor
- Kutuyu kırıp çıkacak gelecek…

Biz çocuk aklı çok etkilenmez zannediyoruz ama öyle değilmiş. Geçen aramızda konuşurken babamın adı geçti. Talha başladı:
- Dedem iyleşti mi?
- Kutudan çıktı mı?
- Gelsin birlikte gezelim.
- Merdedesi sürsün…

Dedesinin fotoğrafına bakıp günlük ihtiyaçlarını sıralıyor
- Dede bana çolata al. (çikolata)
- Dede akülü araba al
- Dede hakış al. (sakız)

........
..........
...........

Bir de başka bir sorun eklendi bugünlerde gündemimize… Talha dedesinin arabasının anahtarını elinden düşürmüyor. (vefatından önce anahtarı ona dedesi vermişti bir önceki anahtarını kaybettiği için evde kıyamet koparmıştı da) Eğer bir yerde unutursa vay halimize. Ne duruyor, ne susuyor…

Çalıştığım yayınevinde kitapları yayınlanan pedagog bir ağabeyimize bu durumu danıştım. Ve bana verdiği cevap bir kez daha yıkılmama neden oldu.
- Çocuk her ihtiyacı olduğunda annesini yanında görmek ister. Talha her ihtiyaç duyduğunda seni yanında bulamadığı için güvensizlik olmuş. Annesinin yokluğunu çekmiş. Ve kendisine bir güven objesi seçmiş. Onun yanında kendini güvende hissediyor. Eğer ondan ayrılırsa güvende olmadığını hissediyor.

Çocuğumun takıntılarının sebebi benmişim… Bu benim ikinci yıkımım oldu. Artık işten çıkmayı düşünüyorum. Ama durumumuz o kadar karışık ki. Şuan bu mümkün değil.

Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler diyorum bekliyorum…

26 Kasım 2008 Çarşamba

Geldik mi???


Annem otomik viteş istiyo!!!!
...............................
.................................
..........................................
......................................................
............................................
......................................
.................................
.......................
................
............
.......
...
.
Dip not: Fotoğraf İs.ta.nbul içindeki Avm'lerden birinde çekildi... Yani halihazırda arabayı almadık. Yaz mevsimini bekliyoruz :(

25 Ekim 2008 Cumartesi

KÖTÜ KOMŞU İNSANI EV SAHİBİ YAPARMIŞ!!!

Arkadaşlar biliyorsunuz bloger a erişim mahkeme kararıyla engellendi. ben de arkadaşların tavsiyesine uyarak başka yollardan giriş yaptım. yine aynı yöntemi kullanmayı düşünüyorum. ama belli olmaz yarın bir gün o da engellenir bu nedenle tüm kayıtlarımı wordpress'ten aldığım yeni bloğuma aktardım. belki de bir alan adı alırım belli mi olur :(
bu mah.kem.eler yüzünden hepimiz site sahibi olcaz sanırım.
eeeee atalarımız biliyor da söylüyor dimi
kötü komşu insanı ev sahibi yapar diye :D

yani şu güzelim bloglarımızı da engellediler ya ne diyim. ne güzel yeni yeni arkadaşlıklar kurmuş, güzel paylaşımlarda bulunuyorduk.
bu arada yazayım hemen
yeni adresimiz:
http://talhaningunlugu2.wordpress.com
hepimize geçmiş olsun...
umarım biran önce tekrar açarlar bloglarımızı. zira wo.rd.pr.ess beni sabahtan buyana sinir etti.

22 Ekim 2008 Çarşamba

BLOG ARKADAŞLIĞI ÖDÜLÜ


Sevgili Şirin, Kuaybe ve Minel, Uluslararası Blog Arkadaşlığı ödülüne beni layık görmüşler çok teşekkür ederim.
Bloglar sayesinde çok güzel arkadaşlar edindim. Çok güzel paylaşımlarda bulunduk. Dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştık. Normal hayattaki arkadaşlarımdan daha çok arkadaşım oldu buralarda hatta daha fazla şeyler paylaştık bile diyebilirim. Hepinize teker teker teşekkür ederim.
Şimdi kime göndersem bu ödülü. Arkadaşlarımın hepsi kıymetli benim için. Tek tek hepinize ithaf ediyorum.
Çoğu arkadaşım sanırım ödüllenmiş ben de henüz ödülleri ellerine ulaşmamış canım arkadaşlarıma göndereyim bu ödülü.
Sanırım tüm listeyi saydım :D

20 Ekim 2008 Pazartesi

ÇİFTE KAVRULMUŞ SOBE :D

İlk olarak sevgili Muko’nun sobesiyle başlayayım… Kendisi uzuuuun zaman önce sobelemişti beni ama bu tembel arkadaşı ancak yazmaya başladı. Kusura bakmazsın umarım mukocum…

İsminiz?
Uçan Talha’nın annesi Emine :D

Nerelisiniz?
Trabzonluyum, Zonguldak doğumluyum, İstanbul doyumluyum :D
6 senedir de nüfus kâğıdımda Maraşlı olduğum yazıyor :D

Yaşadığınız yer?
İstanbul

Mesleğiniz?
Editörüm

Hobileriniz?
Kitap okumak (mesleğim sağ olsun, hem boş vakitlerimde hem de mesai saatlerinde :D), Sinema, Müzik dinlemek, Fotoğraf çekmek, Resim çizmek, Bloglar arasında dolanıp durmak vs.

Evlimisiniz?
Evet 6 sene bitti bile :)

Kaç çocuğunuz var?
Bir tane Uçan bir Talha’m var…

En sevdiğiniz yemek???
Of çok zor bir soru bu… Ne desem şimdi ya bitaneyle sınırlandırılmaz ki ama… Köfte, patates, Karadenizlilikten gelen Lahana çorbası, sarma, dolma, İskender of offffffff acıktım yahu…
Neyse burada keselim yoksa tüm yemekleri yazacağım. Ama işkembeyi hiç sevmem, kelle, paça bunlarda tabiî ki…

Sevdiğiniz müzik türü?
Kulağıma hoş gelsin yeter… genelde oynak parçalardan daha çok hoşlanırım zira bana enerji verirler :D

Nerelere gitmek istersiniz?
Hımm Pamukkale, Mardin, Malatya, Antalya :D, Kayseri (orada hiç kısmetim yok yahu, her sene Kayseri’de bir yemek yiyelim diyoruz ve hep kendimizi Kayseri çıkışında buluyoruz. Azimliyim gezip görecem oraları da…), Urfa, Antep, Maraş (güya Maraş geliniyim gezemedim bile) esasen ben tüm Türkiye’yi gezip sonrasında da yurt dışına açılmak istiyorum. Malezya (arkadaş orada okuyor acayip güzel tatil mekânları gezilecek görülecek yerleri var), Amerika, Almanya, İngiltere, Avustralya, Fransa ve de İtalya… ay ne meraklıyım her yeri görmek istiyorum yahu…

Eeee sanırım kimse kalmamıştır sobelenmemiş bu zamana…





Gelelim ikinci sobeye…
Sevgili Yasemin beni sobelemiş… Ben unuttum ama Gül'cüğüm de sobelemiş beni. Tekrar teşekkürler arkadaşlar...

Ruh Hali
Hayalperest
Zevk seçimin yaramazlık yapmayı sevdiğini gösteriyor. Her zaman "iyi" olmak sıkıcı. Eğlenmeyi biliyorsun ve neşen bulaşıcı!
Biraz romantiksin ve eskileri hatırlamayı seviyorsun. Seni sakinleştiren manzaralardan hoşlanıyorsun.
Müzik hayatının fonunda çalsın istiyorsun. Gerçek dünyadan bir süre de olsa kopmanı ve rahatlamanı sağlıyor.
Senin için sanat doğal güzellikler demek. Kıyı şeridini ve ormanları şehirdeki sanat galerilerine değişmezsin

Eğlence
Firari
Tatilde deneyimi her zaman konforun önünde tutuyorsun, yıldızların ya da bir çadır bezinin altında. (Çadırda kalmak mı ama ben korkarım :( ) Vahşi doğada olmayı ve yönünü kendin tayin etmeyi seviyorsun.
Tutkularının sana yön vermesini seviyorsun. Muhtemelen yalnız vakit geçirmekten zevk alıyorsun, içgüdülerin ve merakın seni bütün dünyayı keşfetmeye zorluyor.
Gündelik yaşantından uzaklaşmayı seviyorsun. Güneş, hayatın yavaş akması sana keyif veriyor. Hiçbir şeyin keyfini kolayca kaçırmasına izin vermezsin.
Seni rahatsız eden nedir? Etrafındaki her şeyin temiz, düzenli olmasını ve güzel kokmasını istersin. Çok fazla şey istemiyorsun, öyle değil mi?

Alışkanlıklar
Yeni nesil fanatik
Hayata bakış açın her ne kadar sağlıklı ve olumlu da olsa iyi bir gün geçirmen için yapman gereken vazgeçilmezlerin var. Bunlar senin rutinlerin. Tam bir alışkanlık yaratığısın.
Evinde modern ve cool bir zevkin var. Fonksiyonel olması yetmez, evin de senin kadar tarz sahibi olmalı.
İçecek tercihin sağlığına önem verdiğini ve kendin için neyin faydalı olduğunu bildiğini gösteriyor.

Aşk
Aşk böceği
Aile hayatını ve beraberinde getirdiği her şeyi çok önemsiyorsun. Baba/Anne ile çocuğu arasındaki ilişki çok özeldir. Gerçek bir ev insanısın.
Özgürlük dendiğinde aklına doğa geliyor. Tabiatın vahşi topraklarının cazibesine dayanamıyorsun.

Sanırım baya karışık ruh halindeyim :D Hem ev insanı hem firari… kafam çok karışmış anlaşılan :DDDDDD

Kimler sobeye ortak olsun bakalım, Mısır patlağım ile Maceralı yolculuk… Hadi kızlar bir göz atın bakalım… http://www.visulog.com/EgoTestDemo.aspx

8 Ekim 2008 Çarşamba

UZUN ARABA YOLCULUKLARINDA ÇOCUK OYALAMA SANATI!!!

ÖNCE İTİNAYLA KASETİN İÇİ DIŞINA ÇIKARILIR...
SONRA ANNEYE ŞİRİN Bİ BAKIŞ ATILIR... (MAKSAT KIZMASINI ENGELLEMEK)

ANNENİN KIZMASI SONUCU UTANÇTAN YÜZ KAPANMAYA ÇALIŞILIR

YİNEDE ZAFER BİZİM OLDUĞU İÇİN ALTTAN ALTA SIRITILIR :D
************************************
************************************
NE TÜR OYUNLAR OYNANIR:
Kasetin içi çıkarıldıktan sonra tekrar sardırılmaya teşvik edilebilir bi miktar sardırılır.
Kaseti balık zanneden çocuk balık avlayabilir. Hatta kızartıp anne babaya yol boyu ziyafet çekebilir.
Çocuk kendine peruk yapabilir.
Yüzünü saklamak suretiylen devekuşuvari saklambaç oynanabilir.
Hamur gibin yoğrulup el becerisi geliştirilebilir.
********************************
*******************************
********************************
********************************
EN DİP NOT: Arkadaşlar uzun araba yolculuklarında çocukları oyalamanın en etkili yöntemini size resimleriyle anlatmaya çalıştım. Yapmanız gereken mümkün mertebe eski, sesini beğenmediğiniz, hatta içten içe kızdığınız kişilerin kasetini vermenizdir.
***********************
*************************
**************************
ÖNEMLİ UYARI: Mümkün mertebe küçük çocuklarımız bu aktiviteyi yaparken onları yalnız bırakmayalım.


23 Eylül 2008 Salı

UÇAN TALHA'DAN İNCİLER....

AÇLIKTAN TABAKLARI YİYEN TALHA... (Gör de inanma :D)



Talha'ya yengesi oyuncak telefon aldı geçenlerde. Talha pek beğendi. Hatta hemen benimsedi.

- Anne kontüüm bitti, kontüüü al...

- Anne şen işteyken beni cepten ara tamam mı!





***********************

Talha'yı gıdıkladığımızda hep:

- Ay tırnaklanıyorum, diyor :D Eee haklı tabi neyle gıdıklıyoruz, elle. Elde ne var tırnak :D Bence biz yanlış kullanıyoruz bu tabiri :D







*****************

Oğlum mesleğimi de elimden almaya niyetli.

Biberonla süt içmeyi bıraktıramadık. Bir gün yine almış biberonu, sütünü içerken aynı zamanda konuşuyordu. Ben hemen müdahale ettim tabi:

- Oğlum mamanı ye!

- Anne şüt yenmez ki içilir!!!





****************************



Abimin küçük oğlu henüz 1,5 yaşında. Geçenlerde Talha kulağını kıvırmış ve ağlatmış çocuğu.

- Annecim bebeğe neden vuruyorsun, bak canı yanmış çok ağlamış. Vurma tamam mı.

- Ben vurmuyom ki.

- Ama annecim bu gün vurmuşsun, çok ağlamış.

- Vurmadım! Kulağını çektim :(





*********************************



Araba sevdasına değinmeden olmaz tabi ki...

- Anne ben anaokuluna gitçem, akülü arabamı da önüne paak etçem...

Artık liseye de normal arabasıyla gider benim oğlum :D



*********************************



Benim oğlum sahura da kalkıyor.

- Ben oruç tutçam, iftaar etçem...



*********************************

*************************************

**********************************
Son olarak bir de teşekkür yazısı yazmak istiyorum :D

Geçtiğimiz Cuma günü eşimin arkadaşı bizi iftara götürdü. Yani bir yerde iftar ısmarladı. Biz tabi son bi saat kala yola çıktığımız için yolda kaldık. Mecidiyeköy girişine gelmeden ezanlar okundu. Bizim yanımızda yiycek yahut içecek herhangi birşey yoktu. Bir baktık birkaç görevli arabalara birşeyler dağıtıyor. Bize de verdiler. Çok dua ettik. Ramazanın güzelliklerinden birini daha yaşamış olduk. Kek, su, hurma, peçeteden oluşan küçük ama manen büyük ikramlar için çok teşekkürler Uş.şa.ki Va.kf.ına... Tabi Talha yedi tüm kekleri. Ben de oruçluyum diye diye :D İftarı nerdeyse birbuçuk saat geç yaptık :D sanırım yurtdışındaki arkadaşlarla bir yapmış olduk :D

17 Eylül 2008 Çarşamba

BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM...

EŞİMİN OBJEKTİFİNDEN İLK DEFA GÖRDÜĞÜ KÖYÜM:::::

















2008 SONBAHAR&KIŞ KÖY BEBESİ MODA ÇEKİMLERİ:::::








UZUN OTOBÜS YOLCULUĞUNDA OTURULACAK EN RAHAT YER:::::




DİP NOT: EŞİM İLK DEFA GÖRDÜĞÜ KÖYÜME BAYILDI. HER SENE GELSEK YA DEDİ :D
EEEEEE YEŞİLLİĞİN ENVAİ ÇEŞİTİNİ GÖRDÜ TABİ...

EN DİP NOT: FOTOĞRAFLAR TR.ABZ.ON'UN BİR KÖYÜNDE ÇEKİLDİ...

10 Eylül 2008 Çarşamba

ARABA SEVDASINDA GELİNEN SON NOKTA!!!



Talha'dan mağazadan içeriye giren Annesine:
- Anne çok para harcama akülü araba alcam...

5 Eylül 2008 Cuma

Mutlulukla Hüzün Arası Gecikmiş Tatil Yazısı

Denizde suyla savaşan Talha





masadaki yemekleri kediye verirken yakalanan Talha



Üstünden çok vakit geçince neler yaşadık unutur oldum. Kandil günü evi taşıdık ev bitti demişlerdi. Daha öncesinde kontrol etme gereği duymadığımız için eşyaları topladık arabalara yükledik tam hareket edeceğiz iç kapıların henüz takılmadığını öğrendik. Ev sahibiyle anlaşmamız bittiği için erkenden taşınıyorduk. Gerçi amacımız yerleşmek değildi eşyaları yığıp tatile gidip kalan işleri de tatil dönüşünde halledecektik. Ama bu kadar da eksik beklemiyorduk tabi. Neyse evi taşıdık yani eşim ve arkadaşları taşıdı.







Pazartesi günü dayım ve ailesiyle tatil mekânımıza doğru yola çıktık. Ev tutmuştuk. İlk gün biraz geç varınca deniz hayallerini ikinci güne erteledik normal olarak. Talha simidini şişirmiş kolluklar hazır, deniz gözlüğü gözünde oynadı durdu. Ertesi sabah herkes deniz hayaliyle kalktı ama birde ne görelim deniz kızmış dalgalanmış… Bizim deniz hayali tekrardan ertelendi normal olarak. Herkesin suratı asıldı moraller bozuldu. Napalım ne edelim derken merkeze gidip gezmeye karar verdik. Çanakkale merkeze gidip gezdik. Biz daha önce de orada oturduğumuz için rehberlik yaptık geri kalan ahaliye…


Araba sürmesine izin vermediğimiz için ağlayan Talha


Üçüncü gün artık yeter ya bulcaz denize girmek için bir yer ya da tası tarağı toplayıp buralardan gidicez dedik atladık deniz malzemelerimizle arabaya başladık kıyı şeridinde denize girecek yer aramaya güzel bir yer bulduk ve tatil sonuna kadar her gün oranın yolunu tuttuk.




Ben yüzme bilmediğim hatta ilk defa denize girdiğim için deniz yatağına tutuna tutuna ilerledim. Yüzme denemeleri için cesaret bulamadım kendimde. Talha da ilk gün korka korka girdi sonra kumlarla oynamanın cazibesiyle vazgeçti yüzmekten.




Son gün her ikimizde açıldık ve ben kıyı şeridinde çırpına çırpına yüzmeyi az çok belledim. Talha da babasıyla birlikte derinlere kadar ilerledi.




Tatilin deniz kısmı bu şekildeydi. Gelelim gecelerine. Bizim gittiğimiz yerde şansımıza panayır kurulmuştu. Lunapark vardı. Dj eşliğinde gondola eteğe biniyordu millet. Eeeee biz de eski gondolculardan olunca denedik tabi. Yalnız dj alkış yapanları daha çok sallarken bizim grupta herkes korktuğundan bir ben kaldığımdan erken bitirdi süreyi. Hevesim kursağımda indim.





kendini komik sanan d.j.




Çanakkale’de favori şarkı Tepecikli mi, kuruçaylı mı, Kasımpaşalı mı, menemenli mi…
Dj belki biz orda olduğumuz sürece on defa çalmıştır bunu. Haliyle dilimize dolandı. Eve döndüğümüzde hepimizin dilinde aynı sözler. Durup durup aynı şarkıyı söylüyoruz.








Talha konuşma kısmının tavanlarındaydı. Hiç susmadı. Araba hastası oğlum balkonda yemek yerken dayıma şöyle söylemiş:
— Şen burdan düş araban bana kalşın.

Arabanın kapısını açmaya çalışıyor yolda ilerlerken
- Annecim açma arabanın kapısını
- Neden?
- Arabamız bozulur
- Neden
- Arabanın kapısı açılırsa arkadan gelen araba kapıyı kırar
- Kırşın.
- Olur mu annecim o zaman neyle gideriz
- Dayının arabaşıyla gideriş
Denizden her dönüşümüzde araba şeklindeki simidi görüp baba al baba al diye ağlıyordu. Biz:
- Onu alırsan denize girmen gerekir ama…
- Olmaş, o denişte bojulur…

Böylece bir haftalık tatili noktalayıp eve döndük. Ben tam tatil yazısı yazmayı planlarken acı bir haberle sarsıldık. 27 Ağustos akşamı Dedem ötelere gitmişti.




Hastalığı yoktu, çok dinçti sürekli bir şeylerle ilgilenir sürekli seyahat ederdi. Öyle olunca resmen şok olduk. Ve anladık anlık yaşıyoruz.




Dedemin tek kız torunuydum. O sebeple beni çok severdi ben de onu… Şimdilerde toparlanmaya çalışıyorum. Geçen sene anneannem bu sene dedem… Rabbim mekânlarını Cennet eylesin.




Çarşamba gecesi yola çıkıp Perşembe ikindi vakti defnettik. O günleri hayatımdan silsem keşke… Trabzon’da bir gün kalıp geri döndük. Bu sene Trabzon’a gitmeyi o kadar çok istemiştim ki. Hep dedim böyle mi gelecektim…



Rabbimin planı böyleymiş. Tesellim hayatını güzel geçirdi. Güzel bir günde, güzel bir şekilde teslim etti emanetini. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.




Gidenler gidiyor biz hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz gideceğimiz güne kadar…

25 Ağustos 2008 Pazartesi

ŞİMİTÇİ GELDİ HANIMMMMMMMMM!!!!

ŞİMİTÇİ GELDİ HANIMMMMMMM!!!!


DİP NOT: Biz döndük stop.Tatilde çok eğlendik stop. İst. sınırlarına gelince tüm stresler kaldığı yerden üzerimize çöreklendi stop. Çünkü ev daha bitmemiş stop :D Ayrıca işyerinde tüm işler dönüşümü beklemiş stop. En yakın zamanda tatil yazısında buluşma ümidiyle stop :D

12 Ağustos 2008 Salı

B.E.Ö. MÜZİK AKTİVİTESİ!!!

HELE DADAŞ HOŞMUSAN, DOLUMUSAN BOŞMUSAN!

AYAKLARIN YAN BASİR, YOKSAM SEN SERHOŞMUSAN...



Üç yaş çocuğu olan Talha ile kaçırdığımız aktiviteleri üzülerek takip ediyordum. Taşınma telaşı, işyerindeki yoğun işler derken bir türlü aktiviteleri yakalayamıyorduk. Bu arada biz bu cumartesi taşınıyoruz :D
Eşyalar eve yığılacak ve biz deniz, kum, güneş üçlüsüne kavuşmak üzere yollara düşücez :D Yaşasın tatillllll…
Evde bir telaş var ki sormayın. Her yerde koliler, hurçlar! Evde uzun atlama yarışması yapsak yeridir. Engelli pist gibi. Oli.m.p.iya.ta giden sporcularımız talep etseydi antrenmanlar için her türlü desteği sağlardık yani. Neyse kısmet değilmiş :D

Neyse efendim gelelim asıl meseleye… Biz bu müzik aktivitesini de kaçırırız diye düşünürkene dün ucundan yakaladık :D
Evde mutfak eşyalarını toplamaya başlamıştık eşimle birlikte. Bu sırada Talha ihtiyaç molası vermek istedi. Birlikte gittik ve oturduk tahtımıza. Yani Talha tahtına ben de kıytırık bir sandalyeye :D
Baktık banyoda akustik süper başladık şarkı söylemeye… Arkadaşlar size 3 yaş çocuğuyla şarkı söylemenin ne kadar zor olduğunu anlatacağım. Gözünüzü dört açın iyi belleyin :D

Başladım ben öteden beri tüm çocukların söyleyegeldiği şarkılara…

Mini mini bir kuş donmuştu
Pencereme konmuştu
Aldım onu içeriye
Cik cik cik cik ötsün diye

- minik duş neden donmuştu anne?
- !!!
- minik duş donduma mı anne??
- !!!
- neden aldık içeri anne?
- !!!

Neyse ilk şarkı pek sorulu oldu hem sürekli söyleyince bayıyo geçelim ikinciye…

Küçük kurba küçük kurba
Kuyruğun nerede
Kuyruğum yok
Kuyruğum yok
Yüzerim derede

- çüçük kubanın kuryuğu neede anne?
- Yok annecim
- Neden yok anne?
- !!!

Üçüncü deneme…

Horozumu kaçırdılar
Damdan dama uçurdular
Suyunada pilav pişirdiler
Gah bili bili bili bil
Bili billi çilli horozum kayboldu

Horozumun tüyü kara
Sesi gider Üsküdara
Bugünlerde düştüm dara

- neden dara düştü anne??
- !!!
- horoz düşünce ağladı mı anne???
- !!!

Son deneme…

Tren gelir hoş gelir
Ley ley lümlüm ley
Odaları boş gelir
lümlüm güzel gel bize

- tiyen bişe mi geliyo anne?
- !!!





BİZ ÇAMLICANIN ÜÇ GÜLÜYÜZZZZZZZ!!!


Siz siz olun bu tür sorulara cevap bulmadan şarkı söylemeyin. O sırada neler söylediğimi hatırlayamıyorum. Dumur olmakla meşguldüm. Zira böyle sorular beklemiyordum… Ama haklı çocuk, nerde kurbanın kuyruğu, tren nere geliyo, horoz düşünce ağladı mı dimi ama :D Daha önce hiç düşünmemiştim bunları… Bu çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var çooook…

Sizlere bol müzikli günler dilerim. Dualarınızda unutmayın. Bu ara çok ihtiyacımız var :D

Related Posts with Thumbnails