Tatil dönüşü bu ilk yazı. Ah ah İstanbul’un trafiğini bile özledim. Yok yok ayrı kalmak yaramıyor bana :D
Talha ile bu ikinci uzun seyahatimiz. İlginç tecrübeler ediniyor insan her seferinde. Ama sayesinde çok eğlendik sağ olsun :D
İlk olarak Bolu’da kahvaltı etmek istemiştik. Bolu tüneli açıldığından bu hayalimiz hüsranla sonuçlandı. Tabi tünelin açılmasına bir şey dediğimiz yok. Ama ya niye tesisler tamamlanmamış ki? Daha sonra öğlen yemeği yiyelim dedik (ikindiye doğru :D) Kayseri girişinde sorduğumuz benzincinin tavsiyesine göre koyulduk yola. Yol basitti dümdüz ilerleyin. Dümdüz ilerleyerek kendimizi Kayseri çıkışında bulduk. Orada bir tesiste mecburen durakladık. Hem Talha mızmızlanmaya başlamıştı hem de karnımızdaki gurultulardan araba inliyordu.
Ve ilk vukuatımız orada gerçekleşti. Süs havuzundaki suyla oynayan Talha havuza düştü. Biz yemek yiyemeden oradan ayrıldık. En nihayetinde eve vardığımızda bizi bir sonraki gün bekleyen ev ahalisinin hazırlıksız yakalanmasıyla da günü aç bi aç geçirdik. Neyse ki biricik eltim hemen işe koyuldu da doyurduk aç karnımızı :D
Talha tatil boyunca yemeden içmeden kesildi. Babası şöyle tabir etti durumunu: “yaşayacak kadar yiyor benim oğlum”…
Kuzeniyle kah çekişmeli, kah itişmeli, kah koşturmalı ve de çoğu zaman sataşmalı vakit geçirdi. Zavallı Rümeysa çok çekti Talha’dan çook. Dedesinin sırtında gezdi durdu. Babaanneye yüz vermedi. Yengesi dahil tüm bayanları “hala”sı ilan etti. Piknik alanlarında koşmak yerine uyumayı tercih etti. Oyuncaklarla oynamak yerine onları balkondan atmayı tercih etti. (Allah’tan ev tek katlı :D) Ben o sırada Talha’nın peşinde koruma görevlisi gibi dolandım durdum.
Bir pipetin nesi var iki pipetin eğlencesi!
Tatilin son üç günü hastalandı. Derece en son 39,4 ü gösteriyordu. Elhamdülillah yanımda taşıdığım ecza deposuyla çabuk atlattık.
Son gün Malatya Darende’ye gittik. Çok güzel çevre düzenlemesi yapmışlardı. Ben ilk kez gittim bayıldım. En azından en çok yeşilliği orada gördüğümü itiraf etmeliyim. Talha’da bol bol eğlendi bu ziyaretimizde.
Uçhisar kalesi, ve kalenin prensi!
Daha sonra Nevşehir’e geçtik. Amaç peri bacalarını kontrol etmek perileri yakalamaktı. Eşimin iş arkadaşının akrabalarında konakladık ilk günü piknik yaparak, diğer günüde peri arayarak geçirdik. Havalar iyice ısındığı saatlerde beynimiz buharlaşmasın diye kendimizi yer altı şehrine atıverdik. Ancak dördüncü kata kadar inebildik. Mutfaklarını, kiliselerini, erzak depolarını ve odalarını gördük. Çok ilginç bir deneyimdi. Talha’nın o daracık merdivenlerden kendi gitmek istemesini saymazsak sorunsuz gezdik diyebiliriz.(Ha bide babamızın kapalı alan korkusu vardı) Uçhisar kalesine uzaktan bakmakla yetindik. O kadar yerin altına indikten sonra bir o kadar da yukarı çıkmak yemedi tabi.
Tuz gölü manzaralı dondurma sefası!
Yol boyunca elim makinede şakada şukada çektim tüm güzergahı. Buradan yayınlamak isterdim ama nedense sadece beş resim ekleyebiliyorum.
Bakıyorum da çok açılmışım umarım yorulmazsınız okurken. Neyse sonunu bağlayayım da yazı bitsin artık. Yazı bitmiştir hürmetler efenim!!
Talha ile bu ikinci uzun seyahatimiz. İlginç tecrübeler ediniyor insan her seferinde. Ama sayesinde çok eğlendik sağ olsun :D
İlk olarak Bolu’da kahvaltı etmek istemiştik. Bolu tüneli açıldığından bu hayalimiz hüsranla sonuçlandı. Tabi tünelin açılmasına bir şey dediğimiz yok. Ama ya niye tesisler tamamlanmamış ki? Daha sonra öğlen yemeği yiyelim dedik (ikindiye doğru :D) Kayseri girişinde sorduğumuz benzincinin tavsiyesine göre koyulduk yola. Yol basitti dümdüz ilerleyin. Dümdüz ilerleyerek kendimizi Kayseri çıkışında bulduk. Orada bir tesiste mecburen durakladık. Hem Talha mızmızlanmaya başlamıştı hem de karnımızdaki gurultulardan araba inliyordu.
Ve ilk vukuatımız orada gerçekleşti. Süs havuzundaki suyla oynayan Talha havuza düştü. Biz yemek yiyemeden oradan ayrıldık. En nihayetinde eve vardığımızda bizi bir sonraki gün bekleyen ev ahalisinin hazırlıksız yakalanmasıyla da günü aç bi aç geçirdik. Neyse ki biricik eltim hemen işe koyuldu da doyurduk aç karnımızı :D
Talha tatil boyunca yemeden içmeden kesildi. Babası şöyle tabir etti durumunu: “yaşayacak kadar yiyor benim oğlum”…
Kuzeniyle kah çekişmeli, kah itişmeli, kah koşturmalı ve de çoğu zaman sataşmalı vakit geçirdi. Zavallı Rümeysa çok çekti Talha’dan çook. Dedesinin sırtında gezdi durdu. Babaanneye yüz vermedi. Yengesi dahil tüm bayanları “hala”sı ilan etti. Piknik alanlarında koşmak yerine uyumayı tercih etti. Oyuncaklarla oynamak yerine onları balkondan atmayı tercih etti. (Allah’tan ev tek katlı :D) Ben o sırada Talha’nın peşinde koruma görevlisi gibi dolandım durdum.
Bir pipetin nesi var iki pipetin eğlencesi!
Tatilin son üç günü hastalandı. Derece en son 39,4 ü gösteriyordu. Elhamdülillah yanımda taşıdığım ecza deposuyla çabuk atlattık.
Son gün Malatya Darende’ye gittik. Çok güzel çevre düzenlemesi yapmışlardı. Ben ilk kez gittim bayıldım. En azından en çok yeşilliği orada gördüğümü itiraf etmeliyim. Talha’da bol bol eğlendi bu ziyaretimizde.
Uçhisar kalesi, ve kalenin prensi!
Daha sonra Nevşehir’e geçtik. Amaç peri bacalarını kontrol etmek perileri yakalamaktı. Eşimin iş arkadaşının akrabalarında konakladık ilk günü piknik yaparak, diğer günüde peri arayarak geçirdik. Havalar iyice ısındığı saatlerde beynimiz buharlaşmasın diye kendimizi yer altı şehrine atıverdik. Ancak dördüncü kata kadar inebildik. Mutfaklarını, kiliselerini, erzak depolarını ve odalarını gördük. Çok ilginç bir deneyimdi. Talha’nın o daracık merdivenlerden kendi gitmek istemesini saymazsak sorunsuz gezdik diyebiliriz.(Ha bide babamızın kapalı alan korkusu vardı) Uçhisar kalesine uzaktan bakmakla yetindik. O kadar yerin altına indikten sonra bir o kadar da yukarı çıkmak yemedi tabi.
Tuz gölü manzaralı dondurma sefası!
Yol boyunca elim makinede şakada şukada çektim tüm güzergahı. Buradan yayınlamak isterdim ama nedense sadece beş resim ekleyebiliyorum.
Bakıyorum da çok açılmışım umarım yorulmazsınız okurken. Neyse sonunu bağlayayım da yazı bitsin artık. Yazı bitmiştir hürmetler efenim!!
8 yorum:
Hoşgeldiniz:) Ne güzel geçmiş tatil.. Talhanın pipetlerine bayıldım:) Ancak doyuyor demek iki pipetle:) Ben de istiyorum peri bacalarını görmeyi... En kısa zamandaaaa....
teşekkürler aysun hoşbuldukk. esasında bir pipet benim ikincisi onundu ama o benden hızlı çıktı tüm meyve suyunu bitirdi. inşaallah sende en yakın zamanda görürsün oraları muhteşem yerler.
Hoşgeldiniz..
Ne kadar güzel bir tatil geçirmişsiniz gerçekten ama dediğin gibi bebişlerle biraz fazla atraksiyonlu oluyor o ayrı konu :))
Bizim tatilimizle ortak noktalar :
-yemek yememe
- son üç gün hasta olma
- benim peşinde zavallı bir anne olarak koşturmam :))
minik melek yusufun annesi hoşgeldin. evet tatil fazla atraksiyonlu oluyor ama en kötüsüde işbaşı yapmak. ay dinlenemedim ki ben daha
Hoşgeldiniz demiştim ama yeniden diyorum hooşgeeldiiniiz efendiim.Talhanın değişik tarzlarda faaliyetlerine çok şahit olduk. Evet şimdiki zamanın çocukları böyle üretken, öğreten oluyor.
Peribacalarını ben de sen anlatınca daha da merak ettim doğrusu.İlginç yerlermiş..Hadi bye..
hoşgeldin yengecik.. valla ne diyim peribacalarını gidip görmek lazım anlatmakla olmaz ki. inşaallah en yakın zamanda sanada görmek nasip olur
ya arkadaşım giden var gidemeyen çalışan var insan bu kadar da ballandırmaz ki :D :D
şaka bi yana hoşgelmişsiniz.
hoşgezmişsiniz.
darısı kuzucuklarımla benim başıma...
sevgim ve dua ile
kelebekcim hoşgelmişin.. anlatması benden eşini ikna edip kuzucukları topladığı gibi gitmesi senden hadi bakalım... sana bol gezmeli bol dinlenmeli bol eğlenceli bir tatil dilerim..
Yorum Gönder