Bir dalda iki kirazzzzzzzzzz!!!
Dışarda mevsim baharmış, gezip dolaşanlar varmışşşşşşşşşşşşşşşşşşşş!!!
Esracım beni sobeledi. Talha’nın şuanda yaptıkları hususunda… Malumunuz bu günlerde şöle dört başı mamur bir yazı yayınlayamadım oğulcağızımın bloğunda.
Yoğunluk yorgunluk derken baktım kendimi avutmaya çalışıyorum bir dur deyim dedim. Ama bünye bir dur demekle durmadı tabi :D Yine de eski performansı yakalayamasak da yağmasa da gürler mantığıyla bir iki satır yazalım dedim :D
Bakalım bu günlerde Talha Bey neler yapıyor:
* Anneannesi şehir dışında… Taaaaaaa memleketim Trabzon’da. Ol sebepten Talha komşu teyzenin himayesinde. Komşu teyzesi o kadar çok ilgileniyor ki beyefendi benimle tenezzül edip konuşmuyor bile telefonda. Neymiş oyunlarını bozuyormuşum arayarak :( Kadıncağız Talha seni uyutayım diyormuş bizim bebe kabul etmiyormuş: Ayir, yayın uyuyum!)
* Geçen hafta İzmit’e gittiydi. Biz ne yapar ne eder diye endişelenirken beyefendi kendini geliştirmekle meşgulmüş meğer. Biz bebeye 3 tekerlekli bisiklet aldıydık onu sürsün diye o artık ben bebek değilim dedi ve iki tekerlekli bisikleti sürmeye başladı (hani şu yanında minyatür tekerlekleri olanlar var ya). Üstelik oturmadan. Bu çocuğu ben nasıl zabtetcem yaaaaa…
* Her gün yeni yeni cümleler kuruyor. Favori cümlesi “şen benim aşkımşın anne” nasıl eridim bittim anlatamam :D Bu cümleyi “şen balımşın” “canım annemmm” vs. izliyor :D
* Bu günlerde istediği şey “alülü ababa” meali akülü araba olmaktadır blog ailesi :D Bu çocuk kesin batırcek beni :D Bisikleti sürdü hevesini aldı tabi. Erkenden trafiğe çıkcek zannımca. Anası daha titremekten süremiyo arabayı trafikte. Talha bulduğu akülü arabanın içine dalıyo. Vitesleri de bir güzel atıyo görmelisiniz…
* Sıcak-soğuk, yavaş-hızlı, sabah-akşam, bugün-yarın bunları biliyor. Arada hızlı ile yavaş karışıyor ama genelde doğru kullanıyor. He bi de ılığı biliyor. Iyık anne!!!
* Pınar’ın bloğunda Yağmur’un İngilizce konuştuğunu okuyunca ben de Talha’ya öğreteyim dedim:
Yellow-sarı
Green-yeşil
- Yello-şayı
- Girin-eşil
Şimdilik iki rengi öğrendik. Devam edeceğizdir yani umarım :D
* Geçen balkonda çamaşır asıyorum. Talha da bana mandal veriyor. Bağırıyor:
- Anne bemde…
- Annecim mandal mı diyorsun (bir anne çocuğunu ancak bu kadar anlamaz :D)
- Anne bemde bemde.
- Mandal mı annecim?
- Ayir anne bemdeeeeeeeeeee!!!
Sonuç: Çocukcağız eline almış pembe mandalı bana onu uzatıyormuş.
Sonra devam etti:
Eşil
Beyaş
Şiyah
Imışı
Mooo
Şayı
Mai (hehe Osmanlıca bilene biliyo benim oğlum :D)
* Çamaşır Katlıyor:
Çocuk istismarına son!!! Ama napim ben çalışan bi anneyim :D Hem o da öğrensin kendi çamaşırlarını katlamayı. Geçen aldım balkondan atletleri falan karşılıklı oturduk yatağın üzerine katladık bir güzel. Maşallah gördüğünü hemen kavrıyor. Bir o katladı bir ben :D İşler çabuk bitti bu arada :D
* Tuvaletini söylüyor. Şimdilik kendi oturamıyor klozete ama kendisi siliyor :D
* Dişlerini fırçalıyor.
* Tezahürat yapıyor. Maç izledik Talha ile Tezahürat hat safhada:- ütiye ütiye olee olee ütiye ütiye.
* Mol.fi.x reklamındaki kuklalara bayılıyor.
* Birde son günlerdeki Türk Milli Takımı için yapılan reklamlara bayılıyor. Ütiye Ütiye diye diye izliyor. Erkek adam nede olsa… Allah’ım bir fanatik mi yetişiyor yoksam???
* Rap makamında şarkılar söylüyor.
* Aşırı derecede inat. Kime çekmiş bilmiyorum.
* Yemeğini kendisi yiyebiliyor. Çatalı düzgün tutuyor. Bu aralar karpuzu seviyor. Dondurmadan sonra tabi :D Bir elinde peçetesi olmadan oturmuyor yemeğe. Piçiti anneeeeee!! Diye istiyor.
* Araba tutkusu had safhada. Her dışarı çıktığımızda araba almak istiyor. Evde galeri açtık :D her model, her boy :D
* Arabalarını “otopaka” koyuyormuş :D öyle diyor. Koltuğun üzerinde sıralıyor onları. Biz tabi kalan yerlerde oturuyoruz. Arabaların rahatını bozmuyoruz.

Talhapark!!! En güvenilir otopark :D
* Bitmek bilmeyen nedenlere cevap vermekte zorlanıyorum. Yemek yiycez Talha’yı çağırıyorum:
- Oğlum hadi gel sofraya?
- Neden gelcem?
- Yemek yiycez ya annecim.
- Neden yiycez emek?
- Çünkü acıktık annecim.
- Neden acıktık anne?
- ???? (nasıl anlatayım şimdi ben bunu çocuğa onun lügatinde acıkmak yok ki!)
Karşı komşu balkonda Talha ile konuşuyor!
- Şen neden odaşın?
- Balkondan bakıyom
- Neden bakiyon?
- İçerde sıkıldım
- Neden şıkıldın?
- İçersi çok sıcak
- Neden şicak? (komşu en sonunda dayanamadı içeri kaçtı :D)
Talha ile telefonda görüşüyoruz:
- anne şen nedeşin?
- İşteyim annecim.
- Neden işteşin?
- Çünkü çalışıyorum annecim.
- Neden çalışıyoşun?
- Çünkü para kazanmam lazım.
- Neden laşım?
- Çünkü sana mama alacağım.
- Neden alacakşın bana mama???? Uzaaaaaar gider…
* Talha, annesinin trafikte sürekli konuşmasını belleğine kazımış. Dayısıyla İzmit’e gidip Talhaları alıp geldik geçen hafta. Yolda Talha dayısına sürekli söylendi:
- Dayi önüne bak!
- Önüne bakşana.
- Dayiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!! (dayanamadı birde kızdı kardeşime)
Ha birde yoldaki arabalara da laf atıyor tabi.
- Düşgün git.
- Ya ne geliyon yanımışa
Talha yaşadığı şehri de öğrenmiş:
- Nereye gidiyoruz annecim?
- Aştanbuuu anne!
* “Ama” yı öğrenmiş.
- Ama anne neden gidiyoş ama?
- Ama neden yiyoş ama?

Talha'nın sahnesi


Bi
İdi
Üş
Döyt
Beş
Atı
Edi
Şekiş
Okuş
On
Onbeş
İmi
Vs…

Eve gelmiycem işte!!!
* Park sevdası had safhada...
Parktan çıkmak istemiyor. Gece gündüz parka gitmek istiyor.
- Anne paka gidelim.
- Paka gidelim mi anne.
- Baba paka
- Anane paka
Her şart ve koşulda gitmek istediği tek yer.
Parka gidince de çıkmak bilmiyor. Onu ikna etmenin tek yolu dondurma :D
Dondurmayı duyunca akan sular duruyo :D
* Gelelim geçen hafta olan son vukuata. Burada suçlu anneanne :D
Bir gece öncesinde annemin yoğun ısrarına dayanamadığım için Talha’nın saçlarını kestirmeye karar vermiş idim. Anneme de sakın sen kesme ben yarın fotoğrafını çektirip sonra da kuaföre götüreceğim dedim.
Ertesi gün işten bir döndüm bizim bebe beslemelere dönmüş :( çocuğun ön saçları alnın başlangıcından itibaren yok. Alın tamamen boş :(
Annem çıldırdığımı görünce şöyle bir savunma yaptı…
- Ama çocuğun gözü açıldı!
- Bu kadar da açılmasa olurdu anne!!!
Gözü açılmışmış… Ertesi gün de bir düğün ve bir de nikâha davetliyiz. Saçları ne yapsak bi şekle sokamadık. En sonunda şapkasını çıkarmamayı denedik onu da Talha kabul etmedi :( Arka saçlar duruyor ön saçlar yok :( Talha kuaföre gitmeyi de reddediyor. Bizim kesmemizi de istemiyor. Acıyormuş. Saçın nesi acır ki???
Şimdi sobelenecek kurbanları yazalım bakalım :D ilk olarak Tatil dönüşü rehavetini üzerinden atıp sanal aleme çabuk adabte olsunlar deyu, mısır patlağı ve maceralı yolculuğu sonra da burak'ın annesi yasemin ile afra ve erva'nın annesi yasemin'i sobeliyorum. sobelenmemişlerdir umarım daha önceden :D
Çoooook uzun bir yazı olmuş. Bi ayar tutturamıyorum yahu. Neyse sabredip okuyanlara çooooook teşekkürler. Sabredemeyip ara ara okuyanlar: sizi anlıyorum… Güzel yazılarda görüşmek ümidiyle, tüm blog bebelerine ve annelerine öpücüklerrrrrrr yolluyoruzzz Uçan Talha ve Annesi olaraktan :D
:D