29 Kasım 2008 Cumartesi

Uzuuuuun uzun zaman oldu görüşmeyeli…

Talha & Yusuf



Bu günlerde acı tatlı birçok şey yaşadık. En ağırı tabii ki babamın vefatıydı. Yorumlarınızla yanımızda olduğunuz için hepinize tek tek teşekkür ederim.

Babam sohbet için başka bir şehre gitmişti oradan dönüşte saat akşam 10.30 gibi bir kaza geçirip vefat etti. Ben bir sonraki sabah öğrendim. Bana söylemek istemediler. Hâlbuki o gece babam rüyama girip “ben öldüm kızım” demişti. Ben de “öldüysen burada ne işin var baba” diye cevaplamıştım. Sonra ayılıp demek ki babamın ömrü uzadı, rüyada ölü görürsen o kişinin ömrü uzar diye yorarlar şeklinde düşünüp rahatlamıştım. VEDALAŞMAYA GELMİŞ DEMEK Kİ…

Bir hafta boyunca her akşam evde Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Ben kâh farkına vardım, kâh varmadım.

Kur’an okunurken babam yaşıyormuş gibi düşünüyordum. Ama sonunda merhumun ruhuna dediklerinde hüzün çöküyordu. Babam son birkaç yıldır sık sık seyahate çıkıyordu. En son ramazanda umreye gitmişti. Bu süreç sanki bizim onun yokluğuna alışma sürecimiz gibiydi.
Şimdilerde sanki yine başka bir şehirde yahut ülkedeymiş gibi zannediyorum. Sonradan yokluğunu hatırlıyorum üzülüyorum.

Taşınma sürecinde çok sıkıntılar çekmiştim. Ev sahibinin güzel tutumu yüzünden inşaat halindeki evim bitmeden eşyaları taşımak durumunda kalmıştım. Önceleri ev sahibine çok kızıyordum ama babamın vefatından sonra anladım ki o bizim için güzel bir nimet olmuş. Çünkü eşyaları taşıyıp tam bir ay annemlerde kaldık. Babamla beraberdik o umreye gidene kadar ve geldikten sonra bir müddet. Rabbim ne güzel planlar yapmış.
............
............
............

Talha, dedesinin camide uyuduğunu zannediyor. En son babamın tabutunu göstermişler ve burada uyuyor deden demişler. Şimdilerde kim sorarsa:
- Dedem camide uyuyo, diyor. Daha sonra da ekliyor
- Kutuyu kırıp çıkacak gelecek…

Biz çocuk aklı çok etkilenmez zannediyoruz ama öyle değilmiş. Geçen aramızda konuşurken babamın adı geçti. Talha başladı:
- Dedem iyleşti mi?
- Kutudan çıktı mı?
- Gelsin birlikte gezelim.
- Merdedesi sürsün…

Dedesinin fotoğrafına bakıp günlük ihtiyaçlarını sıralıyor
- Dede bana çolata al. (çikolata)
- Dede akülü araba al
- Dede hakış al. (sakız)

........
..........
...........

Bir de başka bir sorun eklendi bugünlerde gündemimize… Talha dedesinin arabasının anahtarını elinden düşürmüyor. (vefatından önce anahtarı ona dedesi vermişti bir önceki anahtarını kaybettiği için evde kıyamet koparmıştı da) Eğer bir yerde unutursa vay halimize. Ne duruyor, ne susuyor…

Çalıştığım yayınevinde kitapları yayınlanan pedagog bir ağabeyimize bu durumu danıştım. Ve bana verdiği cevap bir kez daha yıkılmama neden oldu.
- Çocuk her ihtiyacı olduğunda annesini yanında görmek ister. Talha her ihtiyaç duyduğunda seni yanında bulamadığı için güvensizlik olmuş. Annesinin yokluğunu çekmiş. Ve kendisine bir güven objesi seçmiş. Onun yanında kendini güvende hissediyor. Eğer ondan ayrılırsa güvende olmadığını hissediyor.

Çocuğumun takıntılarının sebebi benmişim… Bu benim ikinci yıkımım oldu. Artık işten çıkmayı düşünüyorum. Ama durumumuz o kadar karışık ki. Şuan bu mümkün değil.

Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler diyorum bekliyorum…

26 Kasım 2008 Çarşamba

Geldik mi???


Annem otomik viteş istiyo!!!!
...............................
.................................
..........................................
......................................................
............................................
......................................
.................................
.......................
................
............
.......
...
.
Dip not: Fotoğraf İs.ta.nbul içindeki Avm'lerden birinde çekildi... Yani halihazırda arabayı almadık. Yaz mevsimini bekliyoruz :(
Related Posts with Thumbnails