23 Eylül 2008 Salı

UÇAN TALHA'DAN İNCİLER....

AÇLIKTAN TABAKLARI YİYEN TALHA... (Gör de inanma :D)



Talha'ya yengesi oyuncak telefon aldı geçenlerde. Talha pek beğendi. Hatta hemen benimsedi.

- Anne kontüüm bitti, kontüüü al...

- Anne şen işteyken beni cepten ara tamam mı!





***********************

Talha'yı gıdıkladığımızda hep:

- Ay tırnaklanıyorum, diyor :D Eee haklı tabi neyle gıdıklıyoruz, elle. Elde ne var tırnak :D Bence biz yanlış kullanıyoruz bu tabiri :D







*****************

Oğlum mesleğimi de elimden almaya niyetli.

Biberonla süt içmeyi bıraktıramadık. Bir gün yine almış biberonu, sütünü içerken aynı zamanda konuşuyordu. Ben hemen müdahale ettim tabi:

- Oğlum mamanı ye!

- Anne şüt yenmez ki içilir!!!





****************************



Abimin küçük oğlu henüz 1,5 yaşında. Geçenlerde Talha kulağını kıvırmış ve ağlatmış çocuğu.

- Annecim bebeğe neden vuruyorsun, bak canı yanmış çok ağlamış. Vurma tamam mı.

- Ben vurmuyom ki.

- Ama annecim bu gün vurmuşsun, çok ağlamış.

- Vurmadım! Kulağını çektim :(





*********************************



Araba sevdasına değinmeden olmaz tabi ki...

- Anne ben anaokuluna gitçem, akülü arabamı da önüne paak etçem...

Artık liseye de normal arabasıyla gider benim oğlum :D



*********************************



Benim oğlum sahura da kalkıyor.

- Ben oruç tutçam, iftaar etçem...



*********************************

*************************************

**********************************
Son olarak bir de teşekkür yazısı yazmak istiyorum :D

Geçtiğimiz Cuma günü eşimin arkadaşı bizi iftara götürdü. Yani bir yerde iftar ısmarladı. Biz tabi son bi saat kala yola çıktığımız için yolda kaldık. Mecidiyeköy girişine gelmeden ezanlar okundu. Bizim yanımızda yiycek yahut içecek herhangi birşey yoktu. Bir baktık birkaç görevli arabalara birşeyler dağıtıyor. Bize de verdiler. Çok dua ettik. Ramazanın güzelliklerinden birini daha yaşamış olduk. Kek, su, hurma, peçeteden oluşan küçük ama manen büyük ikramlar için çok teşekkürler Uş.şa.ki Va.kf.ına... Tabi Talha yedi tüm kekleri. Ben de oruçluyum diye diye :D İftarı nerdeyse birbuçuk saat geç yaptık :D sanırım yurtdışındaki arkadaşlarla bir yapmış olduk :D

17 Eylül 2008 Çarşamba

BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM...

EŞİMİN OBJEKTİFİNDEN İLK DEFA GÖRDÜĞÜ KÖYÜM:::::

















2008 SONBAHAR&KIŞ KÖY BEBESİ MODA ÇEKİMLERİ:::::








UZUN OTOBÜS YOLCULUĞUNDA OTURULACAK EN RAHAT YER:::::




DİP NOT: EŞİM İLK DEFA GÖRDÜĞÜ KÖYÜME BAYILDI. HER SENE GELSEK YA DEDİ :D
EEEEEE YEŞİLLİĞİN ENVAİ ÇEŞİTİNİ GÖRDÜ TABİ...

EN DİP NOT: FOTOĞRAFLAR TR.ABZ.ON'UN BİR KÖYÜNDE ÇEKİLDİ...

10 Eylül 2008 Çarşamba

ARABA SEVDASINDA GELİNEN SON NOKTA!!!



Talha'dan mağazadan içeriye giren Annesine:
- Anne çok para harcama akülü araba alcam...

5 Eylül 2008 Cuma

Mutlulukla Hüzün Arası Gecikmiş Tatil Yazısı

Denizde suyla savaşan Talha





masadaki yemekleri kediye verirken yakalanan Talha



Üstünden çok vakit geçince neler yaşadık unutur oldum. Kandil günü evi taşıdık ev bitti demişlerdi. Daha öncesinde kontrol etme gereği duymadığımız için eşyaları topladık arabalara yükledik tam hareket edeceğiz iç kapıların henüz takılmadığını öğrendik. Ev sahibiyle anlaşmamız bittiği için erkenden taşınıyorduk. Gerçi amacımız yerleşmek değildi eşyaları yığıp tatile gidip kalan işleri de tatil dönüşünde halledecektik. Ama bu kadar da eksik beklemiyorduk tabi. Neyse evi taşıdık yani eşim ve arkadaşları taşıdı.







Pazartesi günü dayım ve ailesiyle tatil mekânımıza doğru yola çıktık. Ev tutmuştuk. İlk gün biraz geç varınca deniz hayallerini ikinci güne erteledik normal olarak. Talha simidini şişirmiş kolluklar hazır, deniz gözlüğü gözünde oynadı durdu. Ertesi sabah herkes deniz hayaliyle kalktı ama birde ne görelim deniz kızmış dalgalanmış… Bizim deniz hayali tekrardan ertelendi normal olarak. Herkesin suratı asıldı moraller bozuldu. Napalım ne edelim derken merkeze gidip gezmeye karar verdik. Çanakkale merkeze gidip gezdik. Biz daha önce de orada oturduğumuz için rehberlik yaptık geri kalan ahaliye…


Araba sürmesine izin vermediğimiz için ağlayan Talha


Üçüncü gün artık yeter ya bulcaz denize girmek için bir yer ya da tası tarağı toplayıp buralardan gidicez dedik atladık deniz malzemelerimizle arabaya başladık kıyı şeridinde denize girecek yer aramaya güzel bir yer bulduk ve tatil sonuna kadar her gün oranın yolunu tuttuk.




Ben yüzme bilmediğim hatta ilk defa denize girdiğim için deniz yatağına tutuna tutuna ilerledim. Yüzme denemeleri için cesaret bulamadım kendimde. Talha da ilk gün korka korka girdi sonra kumlarla oynamanın cazibesiyle vazgeçti yüzmekten.




Son gün her ikimizde açıldık ve ben kıyı şeridinde çırpına çırpına yüzmeyi az çok belledim. Talha da babasıyla birlikte derinlere kadar ilerledi.




Tatilin deniz kısmı bu şekildeydi. Gelelim gecelerine. Bizim gittiğimiz yerde şansımıza panayır kurulmuştu. Lunapark vardı. Dj eşliğinde gondola eteğe biniyordu millet. Eeeee biz de eski gondolculardan olunca denedik tabi. Yalnız dj alkış yapanları daha çok sallarken bizim grupta herkes korktuğundan bir ben kaldığımdan erken bitirdi süreyi. Hevesim kursağımda indim.





kendini komik sanan d.j.




Çanakkale’de favori şarkı Tepecikli mi, kuruçaylı mı, Kasımpaşalı mı, menemenli mi…
Dj belki biz orda olduğumuz sürece on defa çalmıştır bunu. Haliyle dilimize dolandı. Eve döndüğümüzde hepimizin dilinde aynı sözler. Durup durup aynı şarkıyı söylüyoruz.








Talha konuşma kısmının tavanlarındaydı. Hiç susmadı. Araba hastası oğlum balkonda yemek yerken dayıma şöyle söylemiş:
— Şen burdan düş araban bana kalşın.

Arabanın kapısını açmaya çalışıyor yolda ilerlerken
- Annecim açma arabanın kapısını
- Neden?
- Arabamız bozulur
- Neden
- Arabanın kapısı açılırsa arkadan gelen araba kapıyı kırar
- Kırşın.
- Olur mu annecim o zaman neyle gideriz
- Dayının arabaşıyla gideriş
Denizden her dönüşümüzde araba şeklindeki simidi görüp baba al baba al diye ağlıyordu. Biz:
- Onu alırsan denize girmen gerekir ama…
- Olmaş, o denişte bojulur…

Böylece bir haftalık tatili noktalayıp eve döndük. Ben tam tatil yazısı yazmayı planlarken acı bir haberle sarsıldık. 27 Ağustos akşamı Dedem ötelere gitmişti.




Hastalığı yoktu, çok dinçti sürekli bir şeylerle ilgilenir sürekli seyahat ederdi. Öyle olunca resmen şok olduk. Ve anladık anlık yaşıyoruz.




Dedemin tek kız torunuydum. O sebeple beni çok severdi ben de onu… Şimdilerde toparlanmaya çalışıyorum. Geçen sene anneannem bu sene dedem… Rabbim mekânlarını Cennet eylesin.




Çarşamba gecesi yola çıkıp Perşembe ikindi vakti defnettik. O günleri hayatımdan silsem keşke… Trabzon’da bir gün kalıp geri döndük. Bu sene Trabzon’a gitmeyi o kadar çok istemiştim ki. Hep dedim böyle mi gelecektim…



Rabbimin planı böyleymiş. Tesellim hayatını güzel geçirdi. Güzel bir günde, güzel bir şekilde teslim etti emanetini. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.




Gidenler gidiyor biz hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz gideceğimiz güne kadar…
Related Posts with Thumbnails