28 Ocak 2008 Pazartesi

Ben giderim, yol gider!!

Hadi baba göreyim seni son 100 metre!!!

Merhabalar arkadaşlar…
Bu günlerde yoğunluktan hiçbir şeye yetişemez oldum…
Evli, çocuklu ve de çalışan bir bayan olunca çok zor oluyor her şeye yetişmek…
Talha sağ olsun ilgiyi paylaşmayı sevmediğinden eve gittiğimde onunla hep onunla ilgilenmemi istiyor. Hâliyle ev işleri falan hepsi Talha’nın uyku saatini bekliyorlar dört gözle… Ama maalesef ki bazen Talha bizi uyutuyor, kendi uyumuyor…
Eve misafir çağıramaz oldum, ev savaş alanı gibi…


Kısır döngü yaşıyoruz. Oyun oynuyoruz, bitince hadi annecim basket oynayalım diyerek ikna ediyorum Talha’yı ve poşete dolduruyoruz oyuncakları. Ama tam bitince Talha birkaç sayı daha yapabilmek için poşeti ters çeviriyor :(
Oyuncaklar poşete, poşet yere, tekrar poşete tekrar yere uzayıp gidiyor ta ki anne sıkılıp oyuncakların yerdeki dizaynını içten içe benimseyene kadar sürüyor bu macera… Sonra çekyat üzerinde müzikli yahut müziksiz zıplamaya başlıyoruz. Beyimiz kendi zıplıyor yetmiyor birde bize elini tutturuyor, bize zıplattırıyor kendini. Kol kaslarım güçlendi yani…
Sonra kazara tv açıksa ve de kazara müzik çalıyorsa başlıyoruz yıl.dı.z ti.l.be varî dans etmeye… Anne yaşından beklenmeyecek hareketlerle müziğe ayak uydurmaya çalışır, Talha tv deki sanatçıyı taklit eder, baba kazara kanal değiştirdiyse ilk elden ikaz edilir, bazen zorlada olsa baba da eşlik eder… ve bu durum uzun bir müddet devam eder…


Arada baby tv açıyorum Talha’ya biraz oyalansın da ben de işlerimi yapayım diye. Ancak Talha yutmuyor bunu, ben odadan çıkınca beş dakika geçmeden soluğu yanımda alıyor. Tvyi soruyorum, “bebiş uyuyo” diyor. Eeee bebişler uyuyunca onları izleyip ne yapsın dimi yani.



Şampiyon Talha omuzlarda!!!



Bu günlerde kendisinin baba olduğunu düşünüyor… Oyuncak kaplanı var onun altını bezliyor, üstünü değişiyor, mama yediriyor, arada sevmek amacıyla hoplatıyor, hatta tuvalet eğitimi bile veriyor bebeğine, (kendisi tuvalet eğitimini aldı da oğlu kaldı). Babası Talha’yı hoplatırken ben de kaplanı hoplatıyorum, evlat sevgisi işte kendi eğlenirken onun mahzun durmasına gönlü el vermiyor. “Menim bebeğim” diyor başka bir şey demiyor. Babalık çok yakıştı oğluma çok… Arada soruyorum:
— Talha sen kimsin?
— Men babayim…
— Hayır, oğlum sen Talha’sın.
— Ayir! men babayimmm.

Bu böyle sürüp gidiyor. Hatta bazen abartıyor, men dedeyim bile diyebiliyor. Ama Allah’tan çabuk toparlıyor. Birden yaşlandığımı hissettim yaaa :(

Daha önceki postlardan anlaşıldığı üzere Talha araba hastası…
Babası eve gelir gelmez ilk olarak arabanın anahtarını istiyor. Eğer vermezse kıyamet kopuyor. Dedesi de aynı muameleden kurtulamıyor maalesef… Bir ara kurtulmak için çok eskiden sahip olduğumuz arabanın anahtarlığını verdik Talha’ya… Babası olmayınca onunla idare ediyoruz, ama baba evdeyse hiç kaçarı yok anahtarı alıyor. Nerede araba görürse benim oğlum açıyor kapısını otomatik olarak. Televizyonda, yolda, otoparkta, her yerde…
Yolda giderken kapınız aniden açılırsa şaşırmayın. Talha anahtarıyla açmıştır muhtemelen :D

Talha çok ekonomik bir çocuk. İsrafı hiç sevmez. Özellikle de konuşma söz konusu olunca… Zaten ne diye uzun uzun kullanırız ki kelimeleri. Talha şimdiden kendi tarzını oluşturmuş ve buna bir çözüm bulmuş. Çözüm şudur. İki heceli kelimeler tek hece olarak kullanılmalıdır…
Örnek verelim:
Mooo= Kim o
Neş= güneş
Bazen de ilk harfleri es geçiyor. Ne gerek var dimi fazla harf israftır.
En can alıcı örnek şudur (dayısına ithafen):
Ayi= Dayı
Hatta dayısına koşarak samimane bir “ayimmmmmmm” deyişi var ki görülmeye değer.
H harflerini de söyleyemiyor… Ben Trabzonluyum eşim Maraşlı… Yok ki bizde Trakyalılık…
Ayir= Hayır
Ala= Hala
Örnekler çok, şimdilik bunlar yeter…

Son olarak fotoğraflarla yazıyı bağlayalım öyle değil mi?
Fotoğrafta da görüldüğü üzere evde bir âdet yürüme bandı var. Anneanneye aldık. Maksat; doktorun dediği gibi fazla kilolarından kurtulup hafiflemek… Ama kadıncağız daha ağız tadıyla yürüyemedi bile.
Biz ne zaman çalıştırsak Talha soluğu yürüme bandının tepesinde alıyor. Çok da güzel yürüyor. Gerçi onda yürütüp enerjisini boşaltıp erkenden uyumasını sağlamayı düşünmedim değil. Hehe gaddar anne!!!
Biz de çözüm olarak bunu bulduk. Annem bunu yapabilir mi bilmiyorum ancak babası yürürken Talha omuzlarda çok eğlendi :D
Bak oğlum ilerde büyüyünce oku da gör seni omuzlarda taşıdık ah ah…
Neyse şimdilik hoşça kalın diyelim… Tüm enerjimi post yazarak tüketirsem akşam Talha bundan hoşlanmaz… Anneye enerji gerek…
Herkese sevgilerrrrr…

23 Ocak 2008 Çarşamba

Saat 22:30

Uzun bir ara verdik kusura bakmayın arkadaşlar. Bunun birkaç sebebi var elbet…
Bu aralar işyerinde işler çok yoğun… Maalesef pek vakit olmuyor blogla ilgilenmeye… Başka blogları takip ediyoruz tabii. O hiç aksatılır mı?
Biz olmasak da fotoğraflarımız olsun dedik. Ve taze taze dün akşam çektiğim fotoğrafları eklemeye geldim. Buyurun bol bol bakın…
Fotoğrafların çekildiği mekân anneannenin evi, saat de akşam 22:30’dur arkadaşlar…









Hayat sana tersten bakıyorum!!!





yine düştük yahu!!!




dede kabul et ben daha uzunum!!!


buldun tüysiklet alaşağı edersin tabi!!!

son olarak akşam sporu yapmak isteyenlere öğretici bir video ile sizleri başbaşa bırakıyoruz!!! herkese sevgilerrrr!!!


14 Ocak 2008 Pazartesi

şöfer Talha!!!

Araba kullanmanın birinci ve en önemli kuralı:








Direksiyon hâkimiyetini sağlama!!!




Related Posts with Thumbnails